İkinci el eşyaların yeniden kullanımı, döngüsel ekonominin belkemiğini oluşturuyor. Ürünlerin ömrünü uzatmak; yeni hammadde ihtiyacını azaltıp karbon ayak izini düşürür. Örneğin bir araştırma, sıfırdan üretilen kıyafete kıyasla ikinci el kıyafetlerin iklim etkisinin ve enerji kullanımının yüzde 42’ye varan oranda daha düşük olduğunu ortaya koydu Bu çalışmaya göre, “sahiplikten paylaşıma” geçmek, su kirliliği ve su kıtlığı üzerindeki baskıyı da ciddi ölçüde azaltabiliyor (örneğin tatlı su ötrofikasyonu %42-53 arası azalıyor) Başka bir örnek olarak, İngiltere’de satılmayan mobilya stokunu azaltmaya yönelik bir girişim, ikinci el mobilya tercih eden evlerin yaklaşık 62 bin ton karbon emisyonunu engellediğini (bu, 28.000 aracı trafikten çekmeye eşdeğer) gösterdi. Birleşik Krallık’ta eBay ve sivil toplum kuruluşu WRAP’ın başlattığı Circular Change Council çalışması da, atık haline gelen 20 milyon mobilya parçasına odaklandı ve tekrar kullanılabilirlerin yeniden değerlendirilmesiyle ekonomiye 2,37 milyar £’luk tasarruf sağlayabileceğini vurguladı.
İkinci el ürünlerin avantajları şunlardır:
Kurumsal ve bireysel düzeyde hareket geçirmek için yapılabilecekler de belli. Örneğin bir holding, çalışanlarına ikinci el mobilya platformları ya da kargo firmalarına iade edilmiş ürünler sunabilir; ofislerde yenileme yerine tadilat tercih edilebilir. Sanatçılar ve tasarımcılar da upcycle akımına dahil oluyor: Örneğin bir moda tasarımcısı giysileri geri dönüştürülmüş kumaş ve malzemelerle yeniden yorumluyor, iç mimarlar ise eski parçalardan modern dekor ürünleri üretiyor. Bu sayede, sadece atık azaltılmakla kalmıyor, toplumda yeniden kullanım bilinci de artıyor. Uzmanlar uyarıyor ki, döngüsel ekonomi terimleri her ne kadar moda görünse de gerçek faydaları sağlaması için iş süreçlerine doğru entegre edilmeli; aksi takdirde sürdürülebilirlik vaatleri havada kalabilir.Ancak doğru şekilde uygulandığında, ikinci el ve tekrar kullanım, bizlere hem ekonomik hem de ekolojik açıdan somut kazançlar sunuyor.